30 Kasım 2017 Perşembe

Michael Michael Kors ile Yeni Yıl Işıltısı 2018


Michael Michael Kors, yeni yıl için hazırlanan kapsül koleksiyonda, 8o’lerin motifleri ve parizyen parti ruhu şehrin yılbaşı için hazırlanmış altın ve gümüş tonlardaki ışıklarından esinlenerek cazibeli ve çekici kadını ortaya koyuyor!

İpeğin, kusursuz işçilikle birleştiği, omuz detaylarının asaletle sergilendiği koleksiyonda, metalik renk pelüş, kürk  tarzınıza iddia katarken parlayan anorak gözleri kamaştıracak.
Kazaklar, casual-luxe dengesini yakalamak için süslenmiş denimler ile kombinlenirken taş detaylar, işleme yıldızlar, lüks elbiseler ve son parti sezonu için seçilen etekler koleksiyonu taçlandırıyor. 







23 Kasım 2017 Perşembe

Siyah Saçtan Sarı Ombreye Geçiş Hikayem

Hellooooo! Bugün size saçlarımın değişim öyküsünü anlatmak istiyorum.
Beni tanıyanlar veya yıllardır instagram da takip edenler bilirler. Uzun siyah saçlarıma bir türlü kıyamıyordum. Kestirme işlemini bile ucundan ucundan yaptırıyordum.


Uzun zamandır mavi siyaha boyadığım saçlarımı belli bir süre sonra boyamamaya ve ana saçıma dönmeye karar verdim. 1 buçuk 2 yıl boyunca hiç boya değdirmedim. Ama bu sürecin sonunda uçlara inen siyah saçlarım maalesef ki ana saçımla çok farklı durmaya başladı. Ana saçım kestane rengi olduğu için uçlardaki siyahlar bariz şekilde özellikle de fotoğraflarda çok gözüme batmaya başladı.   
Saçlarımın ucunu açık bir renk yaptırma fikri uzun zamandır aklımdaydı. Ama bir türlü yaptıramıyordum. Geçen gün annemin verdiği cesaretle kuaföre gittik.
Asıl zor olan kısım şimdi başlıyordu aslında çünkü saçlarımda ki siyahlardan kurtulmak o kadar da kolay değildi.
İlk olarak saçlarımda ki siyahların bulunduğu bölgeye silme işlemi yapıldı. 1 gün saçlarım dinlendikten sonra ertesi gün açma işlemi yapıldı.



Yıllarca saçlarımı siyaha boyamanın sonucu olarak tabi ki de ilk açma işleminde istediğim renk olmadı. Bunun üzerine ikinci bir açma işlemi yapıldı ve istediğim sonuca ulaşıldı.
Makas değince saç gürleşir güzelleşir cümlesini ciddiye alarak birazda uçlarından kestirdim saçlarımı ve sonuç bu. :)


Yıpranma oldu evet ama yanma olmadı çok şükür.
İnstagramda ki siyahtan bir anda platine geçilen değişim fotoğraflarına oldum olası hiç inanmadım ve güvenmedim. İyi ki de bildiğimden şaşmamış ve kendi kuaförüme gitmişim. Hem istediğim gibi bir saç ortaya çıktı hemde her türlü nazımı kaprisimi çekti kendileri. :)
Yazımın sonlarına gelirken şunu da özellikle belirtmek istiyorum “siyah saçla daha iyiydin, senin rengin siyah, neden boyattın, olmamış, beğenmedim...” bu yorumlara tamamen kapalıyım. Bir insan kendini nasıl güzel ve mutlu hissediyorsa orada kalmalı ve onu yapmalı. Ben sonuçtan çok memnunum. Kısacası, saç benim renk benim :)
Benim saç hikayem bu şekildeydi. Saçlarımı sarı yaptırmam ile beraber artık milyon tane saç ürünü alıp kullanmaya başladım.Yani bundan dolayı bolllll boollllll saç ürünü ve saç bakımı yazılarıma maruz kalacaksınız.

Bir sonraki postta görüşmek üzere, sevgi ile kalın.. :)

19 Kasım 2017 Pazar

Sonbahar

Sonbaharı insanlara benzetirim ben. Ne alaka ya dediğinizi duyar gibiyim.


Sonbahar nedir? Eylül, Ekim ve Kasım aylarını kapsayan zaman aralığıdır dimi? Yani yaz ile kış arasında yer alan mevsimdir. Ama yüzünü en çok Kasım ayında gösterir. Sadece 1 ay süren bir haykırışı vardır benim gözümde Sonbaharın. Mesela bir ağaç düşünün yapraklarını sarartır önce sonra iyice kızıllaştırıp kurutur ve üzerinden atar. Yerlere serilir çarşaf gibi milyon tane yaprak. Vardır elbet ağacın bir derdi. Tüm yıl hiç sıkılmadan sabırla çoğaltıp yeşillendirdiği o yaprakları gözünü bile kırpmadan heba ediyorsa vardır sebebi. Ee peki insanlarla ne alaka sonbahar diyecek olursanız onu da şöyle açıklayım. En basitinden aşık bir insanı düşünün aşkı uğruna yapmayacağı şey, atmayacağı adım, göze almayacağı risk yoktur. Çünkü aşık çünkü çok seviyor. Çekirge bir zıplar iki zıplar hesabı değil bu. Kim bilir kaç yıl sürüyor birini sevmek. Bir insana nelere mal oluyor aşk ve sevgi hiç düşündünüz mü?! Yaşlanıyorsun bir kere kırışıyor bir gün ağlayıp bir gün gülmekten cildin. Yoruluyorsun bide.. Asla yorulmam aşk yolunda her şey mübahtır diyorsun ama bir gün bir bakıyorsun deli divane aşık olduğun insan için artık tek bir adım bile atasın gelmiyor. Geri çekilip kaderine tamam diyorsun. Tamam yeter daha fazla üzülmek yok diyorsun. “Vazgeçti” diyor etrafında ki insanlar bu durum için dimi? Hah işte kendini o ağaca benzet tam da bu durumda. O da yılın 10 ayı hatta 11 ayı bıkmadan usanmadan çiçek verecek, meyve verecek diye o yapraklara gözü gibi bakıyor. Sonra ne oluyor? Sonbahardan medet umuyor. Çünkü, bir bakıyor o meyveler ve çiçekler ağacı umursamıyor bile. Kimi çiçek bir vazoda kimi meyve tezgahta bir tabakta. Ağaca dönüp teşekkür ederim diyen var mı? Peki meyve ve çiçek sizce ayrılırken o ağaca “hoş çakal” diyor mu? Hayır demiyor. Ağaç kırılıyor bu duruma ama bunu ne o çiçekler ne de meyveler göremiyor.. Susup içine atıyor. Ama dayanamayıp 1 aylığına da olsa “vazgeçmeyi” seçiyor. Sonra ne mi oluyor? Sonbahara kucak açıyor, yetiş beni kurtar diyor. İşte biz insanlarda böyleyiz. Bir şey “canım feda sana” pozisyonunda olsa bile gün gelince el mahkum deyip geri çekilebiliyoruz. Hiç utanmadan da suçu kadere atabiliyoruz. Sonra takılıp düştüğümüz her taşı bununla suçluyoruz.


Evet sonbahara hatta ağaçlara benziyoruz. Ama bir farkla. Sonbahar sayılı günlerin sonunda ağaca, “ben artık yokum sen yalnızsın ve o yaprakları yeşillendirmeye mecbursun. Ama üzülme ben seneye yine geleceğim” diyor ve gidiyor. Ağaç ne yapıyor peki? Kendini eskisinden daha güçlü bir hale getirip her şeye sıfırdan başlıyor. Yani sonbaharı dinliyor. Onun dediğini yapıyor.
Peki insanlar? Hayır insanlar böyle değil. İnsanlar bencil. Ağaç çiçeklere meyvelere kıyamayıp kendine yeniden bir düzen kuruyor. Hem de o meyvelerin o çiçeklerin kendisini her defasında terk edeceğini bile bile kuruyor bu düzeni. Ama insanlar öyle değil. İstiyorlar ki emek verdiğim her şeyin bir karşılığı olsun. İstiyorlar ki sebepsiz nefes bile almayım.
Yooo öyle değil.
Bu hayatta tabiat gibi olun. Önce kendinize sonra etrafınızdakilere karşılıksız güzellikler sunun. Kalbinizde çiçekler açtırın. Ruhunuzda en güzel bestelerin notası dans etsin.
Bırakın artık şu sanayi hayatını. Etrafınıza bakın. Mesela siz hiç sabahları yoldan geçen herkese tanıdık olup olmadığını umursamadan “günaydın” dediniz mi? Ya da en son ne zaman sokakta ki bir çocuğu sevindirdiniz? En son ne zaman annenize “seni seviyorum iyi ki varsın” dediniz. Size değer veren insanlara hiç teşekkür ettiniz mi mesela? Ya da empati yapmaya gerek duydunuz mu? Peki hepsini geçtim aynada en son ne zaman “HERŞEYE RAĞMEN İYİ Kİ VARIM BE” dediniz?

Sonbahar ağaca her sene yeniden başlama şansı veriyor. Ağaç ise bundan umutlanıp hayata yeniden başlıyor. Öyleyse ne duruyorsunuz? Hadi bu sonbahar hepimizin olsun. Çiçekleri sadece ağaçlar değil hepimiz açalım.. Sonbahar’ı mutlu uğurlayalım.

16 Kasım 2017 Perşembe

H&M Holographic Eyeshadow Palette

Hellooooo! Uzunnn zamandır istediğim fakat Adana H&M’de bir türlü bulamadığım Holographic Eyeshadow Palette’i Palladium Antakya H&M’de buldum sonunda ve sizinle hemen paylaşmak istedim.



Şimdi biliyorsunuz ki son dönemlerde bir highlighter modasıdır aldı başını gidiyor. Her ürünün bir aydınlatıcı versiyonu çıkıyor. Çanta, cüzdan, ayakkabı, aksesuar aklınıza gelen her şeyin holografik versiyonu çıkmış durumda. Hele de makyaj malzemeleri konusunda aydınlatıcı allıklar, metallic rujlar vs.. ne ararsanız var. Müthiş değil mii? 😊 Bu ürün de o furya sebebiyle gündemdeki ürünlerden birisi. En son rival de loop markasının 6 lı göz farı çıkmıştı ama denemek bana kısmet olmadı.



Neyse gelelim H&M Holographic Far Paletine.
Bu ürün 4’lü göz farı ama ben highlighter olarak kullanmak için aldım diyebilirim. Ben bir ürünü birçok şekilde kullanmayı sevenlerdenim. Bu ürünü de highlighter, göz pınarlarını aydınlatmak hatta astar olarak bile kullanırım düşüncesiyle aldım.
Farların her biri 2,4 gr ve kare şeklinde. Açıldıktan sonra 12 ay kullanım ömrü var. Ürünlerin her birinin içeriği farklı ve her biri paraben içeriyor. Ben paraben olayını çok önemsemediğim için kullanmaya devam ediyorum ama bu konuda hassas olanlarınız varsa kullanıp kullanmamak tamamen sizin tercihiniz. Ürünün ambalajı mıknatıslı kapanıyor ve baya sağlam. Kare şeklinde ve minik olması da çok büyük avantaj. Bu arada farlar toz bir yapıya sahip ve mikro simler içeriyor. ( Toz yapıda olmasına rağmen çok tozutmuyor. )


Farlar 4 renkten oluşuyor: mavi, pembe, yeşil ve sarı alt tonlar olarak. Ben en çok pembe ve sarı olanı sevdim. Sadece bu ürünlerle yapılan göz makyajı açık renk olacağından üzerine başka paletlerle gölgelendirme işlemi yapılırsa çok güzel uyum sağlar. Özellikle göz pınarlarını müthiş güzel aydınlatıyorlar.


Asla sim sim durmuyor aksine yaldızlı bir görünüm bırakıyor ve uçucu değil tüm gün parıldatıyor. 😊
Sadece H&M mağazalarında satılan bu ürüne eğer yolunuz düşerse mutlaka bakmanızı öneririm. H&M makyaj ürünlerini oldukça kaliteli buluyorum ve severek kullanıyorum. Bazı ürünleri gibi bu ürünü de koleksiyon ürünü olduğundan yakında tükenir diye düşünüyorum.
Uzun lafın kısası ben çok sevdim bu paleti. Alın aldırın diye pankart açarım o derece. 😊


Bir sonra ki postta görüşmek üzere, sevgi ile kalın..  

11 Kasım 2017 Cumartesi

Neutrogena Hydro Boost Water Gel

Herkese merhabaaa!

Bugün size tesadüfen tanıştığım ve çok beğendiğim bir kremden bahsetmek istiyorum. Kendileri Neutrogena markasının Hydro Boost serisinden Water Gel. 
Aslına bakarsanız Neutrogena markası kullandığım bir marka değil. Hatta bugüne kadar sadece bir tane peelingini kullandım desem daha doğru olur. O yüzden alırken çok tereddütte kaldım acaba güzel bir ürün mü? Cildimde sivilcelenme yapar  mı? Nem konusunda yeterli gelir mi? Gibi gibi sorular aklımdan geçmedi değil. Sonra da aman denemekten ne kaybederim diyerek aldım kendisini.
 Aslında bu ürün bir serinin parçasıymış. Neutrogena, nemlendirici, cilt ve makyaj temizleyicilerden oluşan "Hydro Boost Serisi"ni çıkartmış. Water Gel ile beraber serinin bir de Gel Cream'i  var. Ben kuru ciltli olduğum için seçimimi Water Gel'den yana kullandım.


 Neutrogena’nın Hydro Boost serisinin kuru ciltler için çıkartmış olduğu bu ürün 2016’nın en çok rağbet gören nemlendirici ürünü olmuş. Bence güzel bir başarı. 😊


Gelelim ürünün genel özelliklerine;
  •       Uzun süreli yoğun nemlendirici gücüyle cildin nemini arttırmaya ve kuru cildi gün boyu nemli tutmaya yardımcı olur.
  •       Yenilikçi Progressive Release System içeriği olan Hyaluronik asit, ciltte doğal olarak bulunan bir maddedir.
  •       Epidermiste ki nem dengesini arttırmaya ve bir rezerv oluşturarak suyu tutmaya destek verir.
  •       Cilt bariyerini koruyup gün boyu nemlendirme sağlamayı hedefler.
  •       Cilt pürüzsüz,yumuşak ve yenilenmiş olur.

Bunlar ürün için yazılan genel özellikler peki bu özelliklerin hepsini yerine getirdi mi ?
  • İlk olarak söyleyebilirim ki ürünün yapısına bayıldım. Oldukça hafif, yağsız ve sürümü kolay. Ben özellikle yüzüme yoğun, yağlı ve sürümü zor ürünler kullanmayı pek tercih etmiyorum ama bu ürün tam olarak yüz için üretilmiş bence.
  •  Cilt tarafından saniyeler içinde emiliyor ve yüzde yumuşacık bir his ve tazelenmiş bir görüntü bırakıyor. Bu sayede makyaj altına rahatlıkla uygulanabiliyor.
  • Söylenildiği gibi nemi resmen yüzünüze hapsediyor ve uzun süreli nemlilik sağlıyor.
  •  Kokusuz yani parfümsüz olmasına çok sevindim!
  • Cildimde sivilcelenme, kızarıklık vs gibi sorunlar yaratmadı. Ancak bu herkeste böyle olacak diye bir şey yok. Herkesin cilt tipi farklı, bambaşka reaksiyonlar gösterebilir. Çünkü bu ürünün cildinde sivilceye neden olduğunu söyleyen insanlarda var.
  • İlk kullandığınız zaman yüzünüzün görünmeyen bir köşesinde denemeniz çok daha iyi olacaktır.




Yazıyı biraz daha toparlayıp özetleyecek olursam eğer, güzel bir ürün kolay kolay kremlerle anlaşamayan birisi olarak gönül rahatlığıyla kullanıyorum kendisini. Ama şunu da belirtmek istiyorum havaların iyice soğuması ve kuruması ile birlikte özellikle benim gibi kuru ciltli olanlara yetersiz gelecek bir krem. Ek olarak mutlaka bir cilt yağı kullanmanızı bu kremi de makyaj altında yada cildinizi nemsiz hissettiğiniz zaman kullanmanızı tavsiye ederim.
Eğer sizde bu ürünü merak ediyor ve denemek istiyorsanız sonuna kadar tavsiye ediyorum çünkü bugüne kadar deneyimlediğim nemlendiriciler arasında oldukça başarılı bulduğum bir ürün kesinlikle.

Son olarak aynı serinin makyaj temizleme mendilinden kısaca bahsetmek istiyorum.



Elma gibi bir kokusu var, nemli bir mendil değil bu sebepten makyaj temizleme mendili olarak pek sevemedim kendisini. Islak mendilden farksız bence. Böyle güzel bir seri çıkartan Neutrogena bu ıslak mendilde pek de başarılı olamamış veya olmak istememiş anlaşılan. 😊

Bu postumu burada tamamlıyorum. Merak ettiğiniz her şeyi mail olarak veya instagram “Hiiiesra” sayfamdan bana sorabilirsiniz.
Bir sonra ki postta görüşmek üzere kendinize iyi bakın. 😊

#lerzankaradanli23nisan5yasinda

Herkese merhaba. İnstagram da gün aşırı aktif olabiliyorum ama burayı biraz boşladığımın farkındayım. Dedim kiii, güzel bir geri dönüş yap...